Geçtiğimiz hafta sonu Mersin'de düzenlenen Türkiye Ferdi Boks Şampiyonası'nda, Türkiye Boks Federasyonu İstanbul Temsilcisi Mehet Rıza Güleren rüzgarı esti. Başta TÜRK HABERELR AJANSI Araştırma ve Özel Haber Sorumlusu ve Egemen Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Boğaç Yüzgül, Aylık Spor Meydanı Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Altay ve gazetenin Yazı İşleri Müdürü Muzaffer Batumlu, Görsel Sanatlar Koordinatörü Yavuz Sunter ve yine gazetenin Genel Koordinatörü Fazilet Batur ve ATV Spor Eski Müdürü Selçuk Manav olmak üzere, kalabalık bir basın ordusu ve boksa senelerini vrmiş yüzlerce sporcu ile Mersin'e gelen Türkiye Boks Federasyonu İstanbul Temsilcisi Mehet Rıza Güleren, Türkiye'nin dört bir yanından gelen inlerce sporcu ve yönetici ile bir araya gelerek, tüm katılımcıların gönlünü fethetti. 48 yıllık sporculuk birikimni, gerek tavsiyeler, gerekse öneri ve bilgilenirmeler doğrultusunda sporcularla da paylaşan Türkiye Boks Federasyonu İstanbul Temsilcisi Mehet Rıza Güleren, yine şampiyonanın en çok ilgi gören ismi olmaı da başardı. Şampiyona sonrası bir açıklama yapan Türkiye Boks Federasyonu İstanbul Temsilcisi Mehet Rıza Güleren, sporun kaynaştırıcı ve eğitici yanına dikkat çekerek, 'Boks, bugün Türkiye'nin dört bir yanında, çok da zengin olmayan, hatta birçok imkansızlıklarla icra edilmeye çalışılan bir spor dalı. Buna rağmen, gençlerimiz, sporcularımız; şevk ile, büyük bir azimle şampiyonalara katılmaktadırlar. Bu gözyaşatrıcı bir tablodur. Bu tablo karşısında, herkes saygı ile eğilmelidir. Öyle ki, Boks; öyle futbol gibi, basketbol gibi milyar liraların konuşulduğu bir spor dalı olmamasına rağmen, ilgi çekebiliyorsa, bunda bu sporu yaşatmaya çalışan yöneticilerin de takdirni esirgimemek lazımdır' şeklinde konuştu. Zaman içinde, bu sporun hak ettiği yere geleceğine inancının tam olduğunu da kaydeden Türkiye Boks Federasyonu İstanbul Temsilcisi Mehet Rıza Güleren, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Bu spora ilgiyi artırmak için, biz yöneticiler kadar, spor üst yönetimlerinin ve basının da üstüne düşen büyük görevler vardır. Bir futbolcu, bir gece kulubüne gitse, sevgilisi ile havuza girse; günlerce sayfalara manşet olmaktadır. 'Son Dakika' ya da 'Flaş Haber' diye lanse edilektedir. Oysa bir Türk Böksörü, yurt dışında madalya alsa dahi, TRT dışında haber yapan bulunmamaktadır. Bu yaman bir çelişkidir, bu zihniyetin artık aşılması lazımdır. Spora ve sporcuya saygı duyulması gerekiyorsa, bu sadece sözle olmaz; icraat da lazımdır. Bu nedenle de, beklentimiz, borsun da, diğer amatör sporların da, basında hak ettiği yeri bulması, devletten de yeterli desteği almasıdır. Mersin'de belki de, yüzde 80'i kendi imkanları ile şampiyonaya katılan binlerce sporcu, bırakın maddi desteği, manevi olarak en küük bir destek bile görse, mutul olacaktır. Bu mutluluğu onlara çok görmeyelim. İnanın sporcu kolay yetişmiyor, yetiştirilemiyor. Her sporcunun arkasında, bu işe aç açna da olsa gönül vermiş bir aşk var, bu da spor aşkıdır, memleket aşkıdır, milli bir şuur aşkıdır...'