KÜÇÜK ALMAN KIZI İzlediniz mi küçük sarışın kızı? Hani Merker'e, beyaz güvercin veren, Türk-Alman Dış Politikası'nı damgasını vuran; kendisine uzatılan mikrofonlara, bilmişcesine değil de, bilinçli yanıtlar veren... Daha dokuz yaşında... İngilizceyi su gibi konuşuyor... Yarı Fransızcası da var, Galatasaray Liesi son sınıf öğrencileri ile yazışacak kadar yani... İtalyancası, eh işte derdini anlatabilir... Hiper zeka mı? Hayır... E ne peki? Eğitim sistemi... Daha beş olmadan, ana okuluna gidiyor Alman çocukları... Beş ortalarında, yabancı dil öğrenmeye başlıyorlar... Hikaye kitapları ile başlanıyor, ilkokulda gazeteler, kitaplar ve temel gramer... Ortaokula başlama çağında, en az iki dil bilerek liseye geçiyor... İki dil, iki insan demek... Ha ketunlar; aşırı milliyetçi oldukları için asla konuşmazlar gerekmedikçe... Ama gerektiğinde ise, böyle AvrupaBirliği politikalarını belirlerler... 'Sen küçüksün ne o okuduğun' denmez onlara... Klasikleri, daha sekiz yaşında okuturlar Alman okullarında... Hugo ve Ğöte okutulurken derslerde; fonda Bach çalar, Mozart çalar, Hydn çalar... Neredenmi biliyorum, internet bir deha araştırmayı bilenler için... İlkokuldan, en az elli kitap okumadan mezun etmezler çocuklarını... Bu arada,bir ensturman da ki genelde piyano olur bu; öğretmeden mezun olmaz Alman çocukları... Bu nedenledir ki,bizim üniversite mezunları biledoğru düsüt İngilizce konuşamazken; dokuz yaşındaki Alman kızı; dünya gündemine oturur... Yeri gelmişken; Türk İlkokul öğrencilerinin de hakkını yememek lazım; zira onların da birincilik kazandığı, öncü olduğu; avrupa'daki yaşıtlarından üstün oldukları yanlar var... Mesela, 3Gli telefon kullanma konusunda, Türk ilkokul çocukları; daha bir yıl bile olmadan; isveç ve Finandiya'daki çocuklarıbile açık arasollamışlar... İstatistikler öyle diyor... Sonracığıma efendim, internetten cebe ve bilgisayara müzik indirmederseniz; Türk çocukları; Avrupa'daki tüm çocukların indirdiğinin iki katı müzik indirmişler, hatta iki katını bile aşmışlar biraz... Ençok diziyi de bizim küçükler seyrediyormuş. Yine açık ara fark var... Psikiatrik bir başka araştırma ise, 'Kendine rol model alma' konusunda da; Türk çocuklarının; Avrupalı yaşıtlarından bir hayli önde olduğunu ortaya koyuyor... Eski doğu bloku ülkelerinde rol model alma neredeyse sıfır düzeyinde... İskandinav ülkelerinde de; yok denecek kadar az. Almanya, Fransa, İtalya'da da kuşku verecek bir rol model edinme dürtüsü yok... Biraz Yunanistan, İspanya ve Portekiz çocukalrının rol model konusunda endişe seviyesine varmaya yakın bir trendleri var... Ama Türk çocukları; yüzde 87'sinin bir rol modeli var ve bu oranın da yüzde 79'u televizyon dizilerinden... Yüzde 21'lik kesimde ise; yarıya yakını aile bireylerinen biri olamk istiyor; kalanı ise bazı taınmış isimer... Mesela her ne kadar haber bültenlerini takip etmede, Türk çocukları; Arnautluk çocukları kadar bile olmasa ve Avrupa'nın, Vatikan, Liechstein, Lüksemburg, San Marino ve Andorra sayılmazsa, en düşük seviyesine sahip olsalar da; haber sunucsu olarak kendine rol model edinme güdüsü bir hayli fazla... Ama o kadar... Şimdi farkı görebiliyor musunuz?