BU YAZI ONLARI ÇOK KIZDIRACAK

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ataol Behramoğlu'nun yazısı tartışma yaratacak.

Kültür Sanat - 09-08-2012 19:17

BU YAZI ONLARI ÇOK KIZDIRACAK
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Ataol Behramoğlu'nun yazısı tartışma yaratacak. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Neyin Tecrübesi? TV kanallarını rasgele gezerken karşıma çıkan “Tecrübe Konuşuyor” başlıklı programı sonuna kadar dikkatle izledim. “Tecrübe”lerini konuşturanlardan biri Cengiz Çandar, öteki Hasan Cemal’di. Bir başka deyişle, programın sahibi onlardı. Çandar daha bir ev sahibi görünümündeydi. Yanılabilirim ama Hasan Cemal bulunduğu konumda daha az rahat gibiydi. Konuştukları kişiler “Taraf”ın başyazarı Ahmet Altan ve bu gazetenin galiba her şeyi olan bir hanımefendiydi. Programın asıl konuğu, ağzından bal akan, bir bilge adam tadında konuşan Ahmet Altan, özetle, askerliğin yüce bir meslek olduğunu, bu meslek mensuplarının kendi alanlarında buluşlar yaparak daha da yükselmek yerine neden siyasete bulaşıp başbakan filan olmak istediklerini anlamadığını, büyük bir düşünür tavrıyla, kederli kederli, tatlı tatlı anlatıyordu. Onun bu parlak fikirleri hakkında düşüncemi sona bırakarak “tecrübe” sahiplerine gelelim... *** Cengiz Çandar’la, üniversite çağlarımızda arada bir karşılaşsak da arkadaşlık denebilecek bir yakınlığımız olmadı. Üzerinde sahibi olarak benim adımın bulunduğu “Dönüşüm” dergisini Kızılay bulvarında faşizm ve emperyalizm karşıtı sloganlar eşliğinde dağıtır ve (adı sonradan MHP olacak) CKMP’li faşist güruhlarla göğüs göğüse dövüşürken, Cengiz Çandar’ı hiç görmedim. (Oysa onunla tam tamına aynı yaşta olmaları gereken, çizgilerimizin sonradan ayrılacağı Mahir, Yusuf gibi arkadaşlar hep oradalardı.) Çandar’la, o dönemde birçoğumuzun neredeyse tüm yaşamımızı adadığımız Türkiye İşçi Partisi Lokali’nde, partinin toplantılarında da hiç karşılaşmadım. Anladığım kadarıyla o çok daha büyük devrimci projelerin içindeydi. 1970 başlarında kendisiyle Paris’te tesadüfen karşılaştık. Kaşlarından birini devrimci bir keskinlikle havaya kaldırıp beni görmezden gelerek geçip gittiği bugünmüş gibi gözlerimin önündedir. Ben bugün de aynı alçakgönüllü devrimci çizgimdeyim. Cengiz Çandar, maşallah, aradan geçen yıllarda çok mesafe aldı.. Şimdi de büyük bir rahatlıkla kurulduğu TV kanallarında “tecrübe” satıyor. Tavrında yine aynı keskinlik var. Fakat bu neyin tecrübesi ve keskinliğidir, anlamış değilim. *** Hasan Cemal hiçbir zaman solcu olmadı. Onunla ilgili olarak daha önce yazmıştım. Tekrara gerek görmüyorum.. Beklenmedik biçimde rahmetli Avcıoğlu’nun çömezi olarak başladığı siyaset ve gazetecilik kariyerini yine beklenmedik biçimde “Cumhuriyet” gibi bir gazetenin tepesine kondurularak taçlandırmıştı. Sonraki süreçleri biliyoruz. İyi eğitim görmüş ve bence erdemleri, yetenekleri olan bu arkadaş, iyi ve sözü dinlenir bir gazeteci olabilirdi. Bugün ise AKP gibi bir partinin ve onun başkanının sözcüsü durumunda, mesleki kariyeri hüsranla sonuçlanacak bir noktaya doğru hızla sürükleniyor. Ayrıca, hiçbir zaman başarılı bir yazar da olamadı.... Satırları arasındaki bağlantısızlıkları, kopuklukları, üslup ve düşünce zaaflarını, herhangi bir yazısını bu anlamda (ideolojisinden bağımsız olarak) her an irdeleyip göstermeye hazırım. Hasan Cemal şimdi tecrübe satıyor. Neyin tecrübesi? Bilmiyorum... *** Ahmet Altan “fenomen”ini nasıl açıklamalı? Romantik kitaplar yazıyordu. Birden “Taraf” ideologluğuna sıçradı. Ordu işiyle gücüyle meşgul olmalıymış. Adama, sen neden romanlarını yazmakla yetinmiyor da “Taraf” gibi bir gazetenin başyazarlığında, siyaset yazarlığının da ötesinde, ucu sonu belirsiz, karanlık entrikaların içinde ve başında yer alıyorsun diye sormazlar mı? Beğenelim beğenmeyelim, bir yazara, edebiyatçıya bu yakışıyor mu? Bilmediğimiz başka nedenler, belki kişisel sorunlar mı var? Ordunun işiyle gücüyle meşgul olmasını “solcu” kimliğimle, sizlerden daha çok ben isterim. Fakat yurtsever, aydınlanmacı kimliğim; aklım, sağduyum diyor ki, bugünkü siyasal iktidarın hedefi demokrasi filan değil, Türkiye Cumhuriyeti ordusunun aydınlanmacı, yurtsever değerlerini ve birikimlerini yok etmek, onu giderek İslamcı, mescitci, türbancı, namazcı, niyazcı bir üçüncü dünya İslam ordusuna dönüştürmektir. Bu ise Türkiye’de her türlü demokrasinin, aydınlanma kıpırdanışının, bu arada büyük olasılıkla sizler gibilerin birçoğunun da sonu olacaktır.. Entrika ve tuzak kokan bütün bu pislikler karşısında öfkemiz, kaygımız, demokrasi karşıtlığı ya da cunta yandaşlığımızdan değil, bundandır. *** “Tecrübe Konuşuyor” programı, karşıma rastlantıyla da çıksa bir daha izlemeyeceğim. Mahir Kaynak gibi bir zamanların ajan provokatörlerinin bile tecrübe sahibi kişiler olarak toplum önüne çıkabildiği bir ortamda; ruhları, görünümleri ve fikirleriyle kasvet duygusu uyandıran bu tecrübe pazarlamacılarından en ufak bir aydınlık ışıltısı beklemek boşunadır. Boğaç YÜZGÜL
Advert Advert
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Tarkan'ın son şarkısı 'Geççek' sözleriyle sosyal medyada viral oldu

Tarkan'ın son şarkısı 'Geççek' sözleriyle sosyal medyada viral oldu

18-02-2022 - Kültür Sanat

LONDRA'DA KIVANÇ TATLITUĞ'A YOĞUN İLGİ

LONDRA'DA KIVANÇ TATLITUĞ'A YOĞUN İLGİ

22-02-2013 - Kültür Sanat