(İGD) Gözümüz aydın mı diyelim? Üzülelim mi bilmiyoruz?
Nihayet gerçekleşti!
Sayın okurlarımız bu gün alınan KESİN BİLGİLERE göre Cumhuriyet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan ELDEN’ in istifası ile çalkalanıyor.
Bu yönetimin görev başına geldiği günden bu yana en çok yıpranan, kimi zaman zorlukları tek başına göğüsleyen, yani kısaca çalışan ve sanıyoruz kabul edilmeyen kimine göre 3 kimine göre 4 olan istifa dilekçesinin yırtıldığı veya tekrar göreve dönmesine ikna edildiği tek kişi olan Sayın Prof.Dr.Hasan ELDEN’ in istifası üniversite yönetimi şu an Allah’a emanet bir istikamete giden alamete dönmüş vaziyette.
Kimilerine göre bu günkü olay adeta çok büyük bir depremin habercisi olan “sonun başlangıcı” olacak gelişme,
Kimilerine göre bu yönetim için “tehlike çanları” çalmaktadır.
Sonuçlarına göre alınan duyumlar ise çok değişik!
Alınan bu duyumlar sıralar isek!!!
Kimilerine göre bu istifanın sebeplerinden birisi, üniversite yönetiminin “başörtüsü” konusunda sıkıntıları, tehditleri göğüsleyen isim olarak seçilen Sayın Prof.Dr.Hasan ELDEN olması ve bunun yarattığı sıkıntı(*)
Kimilerine göre yeterince yıpranan Sayın Prof.Dr.Hasan ELDEN’ in, sergilenen yönetim tarzındaki yanlışlıklara ve haksızlıklara daha fazla tahammül edememesi,
Ancak vahimdir ki, alınan bir önemli duyum ise;
Yönetim kadrosunda bulunmasına rağmen, şimdiden yeni seçimler için kulis çalışmalarına başlayan kişilere karşılık olmak veya?
Bu güne kadar yapılan icraatlardaki hataların, yanlışlıkları veya kasıtlı icraatların bir dönem sonrasında veya gerçekleşecek bir istifa sonrasında saklanabilmesi, örtbas edilebilmesi amacı ile Sayın Prof.Dr.Hasan ELDEN’ in Rektör adayı olarak hazırlanabilmesi için daha fazla yıpratılmaması amacı ile bir taktik olduğudur ki , bu düşüncenin gerçeklik yüzdesi ne kadar yüksek olursa olsun Sayın Prof.Dr.Hasan ELDEN’ in bu girişime sıcak bakmayacağı dilden dile dolaşmaktadır.
Şimdi sıra Rektör Prof. Dr. İlyas DÖKMETAŞ’ ın ne yapacağı ve kimi atayacağı üzerine yapılan yorum ve duyumlar üzerine şekillenecek yeni gün ve mesai saatlerine yoğunlaşmaya gelmiştir ki, bu istifanın ardından gelecek istifa veya verilecek emeklilik dilekçelerinin sahipleri hakkında tahminlerde bulunulacağıdır.
Şimdi bakalım, Sayın Prof.Dr.Hasan ELDEN’ in ardından yürüyecek ve emeklilik dilekçelerine sarılacak kimler sıradadır.
Daha önceleri bu kişiler sağda solda konuşurken bizler Hasan beyin icraat ve devamlılığına sıkı sıkı bağlıyız, onun görevden ayrılışı bizim vereceğimiz kararları etkileyecektir ifadelerini kullandığı duyumları alınmaktaydı.
Göreceğiz bakalım?
Daha önceki yazılarımızda “ya dümensiz, ya da dümeni olan ancak dümeninde biri bulunmayan” batmak için gelen dalgalara “yan dönmüş” bir gemiden bahsetmiştik.
İlk dalga geldi ve çarptığı gemi şu an “yan yatmış” bir hal almıştır.
“Ters döneceği” zamanın geldiğini hisseden kimler sıraya girecek ve kendilerini ne zamana kadar “görevde tutacak” Allah bilir. Ancak hep diyoruz ya, “sonun başlangıcı” olan ve “derin darbe” alınan gün sanıyoruz 20 Ekim 2010 olsa gerektir.
Sonuç olarak;
Kendisine her zaman saygı duyduğumuz, zaman zaman haklı olarak belki üzdüğümüz, sıkıntıya soktuğumuz, her an görüşme ve dert anlatabilme imkanı bulduğumuz, çalışkan, her zaman ön planda olup ta tüm sıkıntıları göğüsleyen ancak bir o kadar yıpranan Sayın ELDEN’ i bu verdiği kararından dolayı kutluyoruz.
Gerçi geç oldu! Neden mi?
Yapılan bir görevin veya vazifenin meşakkati sağlıklı sonuçları vermekten uzaklaştığı zaman veya mücadele edilecek mert düşmanların kalmadığının görüldüğü zamanlarda tabiri caiz ise “ZİRVEDE” iken görev teslimi yapmanın fazileti hem ruhen hem de vücut sağlığı bakımından çok önemlidir.
Ama yine de “geç olsun güç veya sıkıntılı olmasın” sözünün önemine binaen kutlanacak bu olayın üzücü bir yanı ise,
Kendisine anlatılan haksızlık, sahtekârlık ve çirkinliklerle ilgili olayların üzerine mertçe giden ve kendisinden yardım isteyen üniversite çalışanlarının müracaat edeceği başka kimsenin olmayacağıdır.
Bundan sonraki yaşantınızda başarılar dileriz.
İnternet Gazeteciler Derneği (İGD)
