Politika
Giriş Tarihi : 09-08-2012 19:17

BAKAN YILDIRIM ARZULARINI İTİRAF ET

........

BAKAN YILDIRIM ARZULARINI İTİRAF ET
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, ''Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1921 Anayasasından bu tarafa baktığımız zaman, ne yazık ki sivil karakterini hep kaybederek bugünlere gelmiştir'' diye konuştu. Yıldırım, Anayasa Mahkemesi'nin yapısının siyasal bir kimliğe bürünmesinin şart olduğu ve bakan ve başbakan yargılayan bir mahkemenin bu özelliğe sahip olmasının kaçınılmaz bir süreç içerdiği gibi ilginç bir tezi de savundu. Barbaros Denizciler Derneğince (BADER),düzenlenen iftar yemeğinde konuşan Yıldırım, gündemlerinde Anayasa değişikliği olduğunu belirterek, 1982 Anayasası'nın birkaç kez değiştirildiğini, ufak tefek değişikliklerin tamamına bakıldığında, bunların ya içerideki ihtiyaçların zorlamasından ya da bağlı olunan uluslararası konvansiyonların zorlamasından dolayı yapıldığını söyledi. Yıldırım, 1982'den bu yana Anayasa değişikliklerinin, milli iradenin tecelli ettiği Meclisin iradesiyle gerçekleşmediğini kaydederek, şöyle konuştu: ''Tüm siyasi partiler, bu Anayasa'nın değişmesi gerektiğini seçim kampanyalarında, parti programlarında ve uzmanlara yaptırdıkları bilimsel çalışmalara hep ifade ettiler. Aslında hiçbir siyasi görüş farkı gözetmeksizin geçmişte yapılan çalışmalara baktığımızda, herkes aynı şeyin olması gerektiğinde hemfikir. Ama siyasetin de anlaşılmaz tarafı budur. Herkes aynı şeyi söyler ama 'gelin yapalım' dediğimiz zaman çok az ve sınırlı olarak aynı şeyi yapma ortak zeminini bulabiliriz. Biz 7-8 senede bunu gördük. 'Eğer bu teklifi 'A' partisi getirir o şekilde sonuç alınırsa bundan siyaseten faydalanacak parti de o parti olur. O nedenle biz bunun içinde olmayalım' gibi değerlendirmeler yüzünden maalesef yıllarca Türkiye'nin ihtiyacı olan ve önünü açacak birçok değişiklik ne yazık ki hep ertelendi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, 1921 Anayasası'ndan bu tarafa baktığımız zaman, ne yazık ki sivil karakterini hep kaybederek bugünlere gelmiştir.'' Yıldırım, Türkiye'de anayasaların hiçbir şekilde kurucu iktidarlar ve halkın iradesinin tecelli ettiği meclisler tarafından yapılamadığını belirterek, ''Türkiye'deki anayasaların darbelerle, 61'de, 82'de, kısmen 12 Mart 71'de değiştirildiğini görüyoruz'' dedi. Türkiye'nin her geçen gün büyüyüp geliştiğini vurgulayan Yıldırım, ''Türkiye'nin ihtiyaçları artıyor. Öyle bir Anayasa düşünün ki yasalarda bile olmaması gereken hükümler, ikinci düzenlemelerde olması gereken hükümler bile yazılmıştır. Bir düzenleme yapacaksınız Anayasa önünüze çıkıyor'' diye konuştu. Yıldırım, iktidarda bulundukları dönemler içerisinde çıkardıkları yasaların 200'e yakınının, ana muhalefet partisi CHP tarafından Anayasa Mahkemesine taşındığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: ''Ve birçok sosyal, ekonomik, kamu reformunu ilgilendiren düzenlemeler ne yazık ki geri geldi. Önümüzdeki Anayasa değişikliğinin içeriği ne yazık ki meydanlarda pek konuşulmuyor. Biz isterdik ki bu Anayasa değişikliği döneminde bir genel seçim havasında kampanyalar yürütülmesin ve bu Anayasa konuşulsun. 'Evet' diyenler neden 'evet' diyor, 'hayır' diyenler neden bu yönde destek istiyor, bu konular hiç mi hiç konuşulmuyor. Bilhassa muhalefet partileri bu Anayasa değişikliğini adeta bir genel seçim havasına sokmuş durumdalar. 'AK Parti gitsin, Başbakan gitsin, ne olursa olsun'. Bunun için zamanımız var. 2011'de seçim yapacağız. Bu seçimde bütün partiler hem AK Parti iktidarının hem de 58, 59 ve 60'ıncı hükümetlerin tüm icraatlarını değerlendirecekler. Yaptıklarını, yapamadıklarını vatandaşımıza anlatacaklar. Vatandaşımız da Türkiye'yi 2011-2015 döneminde yönetecek kadroları belirleyecek. Böyle iktidarın gitmesine endekslenen halk oylaması ve ilk defa bir siyasi iradenin, sivil iradenin kamuoyunun gündemine getirdiği bu önemli değişikliğin bu anlamsız kısır siyasetle gölgelenmesi bizi üzüyor.'' Yıldırım, Anayasa değişiklikleri sırasında ilk krizin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi çıktığını ve bazı hukukçuların ortaya ''367'' konusunu getirdiklerini söyledi. ''Ve o güne kadar hiçbir şekilde gündemde olmayan ve uygulanmayan yeni bir içtihat kapısı açtılar, Anayasa Mahkemesi de ne yazık ki bu karara uydu'' diyen Yıldırım, tam bu sırada da Türkiye'de iletişimi geliştirdiklerini, bu iletişim sayesinde de artık demokrasiye müdahalelerin fiziki olmaktan çıkıp, sanal olarak yapılmaya başlandığını söyledi. Dün alınan raporlara göre Türkiye'nin iletişim altyapısında Avrupa'da 5'inci, dünyada ise 11'inci sırada olduğunu kaydeden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Cumhurbaşkanlığı krizinin hemen akabinde 27 Nisan e-bildirgesi geldi. Ve ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tarihinde siyasi otoritenin böyle bir çıkışa vatandaşından aldığı yetkiyle kararlı bir duruşunu gördük. Ve dedik ki, 'meclisleri, iktidarları değiştirecek ancak ve ancak onlara destek veren millettir. Dolayısıyla başka kurumların antidemokratik yöntemle böyle bir değişiklik yapmaya hakkı ve yetkisi yoktur'. Hele yürütmeye bağlı çalışan kurumların böyle bir işe girişmelerinin demokrasi ve Cumhuriyet adına kabul edilemez bir şey olduğunu ortaya koyduk. Ve ondan sonra tıkanan Cumhurbaşkanlığı seçiminin önünü açmak için bazı değişikliklerle birlikte erken seçim kararı aldık. Bu kararlardan biri de Cumhurbaşkanının Meclis tarafından değil de doğrudan halk tarafından seçilmesi oldu. Bu konuda da bir halk oylaması ihtiyacı oldu. O seçimler Cumhuriyet tarihinde iktidar partisinin üstün zaferiyle sonuçlandı. Ve Anayasa değişikliğini gündeme getirir getirmez AK Partiye kapatma davası açıldı. Mücadele bitmedi. Yani halkın gücüne, desteğine saygı göstermeyen iradeler maalesef eski alışkanlıklarını tekrar etmekten geri durmadı. 14 Mart 2008'de partimiz hakkında kapatma davası açıldı. Türkiye için 2008 yılı kayıp yıldır. O davayla içerde ve dışarda tüm faaliyetler askıya alındı ve herkes davaya kilitlendi. Nihayet kapatma davası sonuçlandı ama kapatma gerçekleşmedi diye biz sevinemedik. Çünkü Türkiye çok şey kaybetmişti.'' Yıldırım, bu süreçlerden sonra yeniden Anayasa değişikliği için Mecliste bulunan partilere gittiklerini ancak olumlu yanıt alamadıklarını anlattı. Yemeğe, BADER Başkanı Ali Şeyhun, Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Habip Soluk ve Denizcilik Müsteşarı Hasan Naiboğlu da katıldı. BOĞAÇ YÜZGÜL/TÜRK HABERLER
AdminAdmin