10 KASIM'den SİZE NE?

Türkiye Büyük Millet Meclisi, kendisinin ve varoluş sebebi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünde, tesadüfün iğne deliği bir biçimde, ‘Demokratik Açılım’ dedikleri konuyu tartışacak… Bizde açılım bitmez… Hayat bir matematikse… 23 Nisan 2010 günü, TBMM’ye ‘Egemenliğin Ulusun Değil Ümmetindir Açılımı’, 19 Mayıs 2010 tarihinde, ‘Çok Andık Artık Atatürk’ü Anmayı Bırakıp Başkalarını Mesela Said-i Nuirsi’yi Analım Açılımı’, 30 Ağustos 2010’da, ‘Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Yerine Türk Mücahit Birlikleri’ni Kurma Açılımı’, 29 Ekim 2010’da ise, ‘Cumhuriyeti’in Yerine Ne Kurabiliriz Açılımı’nı getirmeleri işten bile değil… Getirirler mi getirirler… Getiremezler mi? Hadi ya! Nereden biliyorsunuz? Siz ekranlarda, dizi ve yarışma programlarında, içsel, cinsel, parasal, ailesel, işsel ve evrensel her türlü duygularınızı pembe hayallerle tatmin ederken; Onlar; Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli Sınırları ile, cebinizle, yemeniz-içmenizle ve geleceğinizle oynadı da ses mi çıkarttınız? Duyamadım… Sesiniz o kadar cılız ki, hatta hiç yok denecek kadar az… Hatta hiç yok… Zaten sizin için artık 10 Kasım falan da bahane… Keşke 29 Ekim olsa da, konser dinleyip, havai fişek seyretseniz değil mi? Şimdi kim sat 09:05’te bir dakika siren dinleyip, saygı duruşuna geçecek?... Zaten artık kasımpatı da satılmıyor ki, gidip orada burada Atatürk büstlerinin önüne bırakasınız… Kaldı ki, çoğunluğu cemaat ve vakıf okulu haline gelen eğitim yuvalarında; o okula nereden geldiği belli olmayan paralarla bağış yapan cemaat lideri ya da tarikat şeyhlerinin resimleri; Atatürk büst ya da posterlerinden daha gösterişli değil mi? O halde, iyisi mi bırakın… 10 Kasım’dan size ne? Sizi dizileriniz, evlilik ve yarışma programlarınız paklar…