Ekonomi
Giriş Tarihi : 09-08-2012 19:17

"Reformlar gecikmesin''

Yılmaz'dan uyarı: "Reformlar gecikmesin"

[B]Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bu kez de makro ekonomik reformlar konusunda uyardı. ''Reformlar bir an önce yapılsın yoksa risk primi daha da artar'' uyarısında bulundu.[/B] Reformların takvime bağlanmasını isteyen Yılmaz, takvimin gerçekleşmemesi halinde yöneticilerin hesap vermesini de önerdi. Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, Bilkent Üniversitesi tarafından Bilkent Oteli'nde düzenlenen "Ekonomik Yönetişimdeki Mevcut Konular" başlıklı uluslararası toplantıda konuştu. Yılmaz, konuşmasına, Çin atasözü olarak bilinen "ilginç zamanlarda yaşa" sözüne atıfla başladı. Burada "ilginç" kelimesi ile tehlikeli ve çalkantılı zamanların kastedildiğini ifade eden Yılmaz, bu yüzden de aslında cümlenin bir atasözünden çok, beddua niteliği taşıdığını kaydetti. Daha sonra bu atasözünün aslında Çinlilere ait olmadığını, bilgece bir anlam yüklenmek istendiği için Çinlilere ithaf edildiğinin anlaşıldığını ifade eden Yılmaz, "Ancak kaynağı ne olursa olsun böyle bir lanetle karşı karşıya olduğumuzu şu anda söylememiz gerekiyor" dedi. Yılmaz, 2007'nin ortalarından bu yana global anlamda finansal bir çalkantı yaşandığını ve bu çalkantının büyüklüğünün 2006 yılında yaşanandan çok daha fazla olduğunu belirtti. "Tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz" Durmuş Yılmaz, özellikle konut fiyatlarının düşmesi ve bunun ardından mortgage piyasası ve mortgage'ye dayalı birtakım menkul kıymetlerle ilgili sorunlar nedeniyle sıkıntı yaşandığını kaydederek, şöyle devam etti: "Zaman içinde yatırımcılar finansal araçların değerlemeleri konusunda rahatsız olmaya başlamışlardır. Büyük finansal kuruluşlar, çok büyük zararlar bildirmektedir. Özellikle risk iştahında böyle bir düşüş yaşanması, karşı tarafın kredi riski ile ilgili endişeleri sonucunda kısa vadeli kredi ve para piyasalarında büyük bir bozulma yaşanmış ve bunun sonucunda da büyük bir likidite sıkışması ortaya çıkmıştır. Likidite sorunları, ödeme sorunlarıyla birleştiği zaman global finansal piyasaların direncini test eden bir durum ortaya çıkmaktadır. Biz hala tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz." Türkiye'nin risk primi Yılmaz, finansal kuruluşların yaşadığı zararlar ve tüketici güvenindeki düşüş sonucunda ABD ekonomisinde durgunluk görülme olasılığının arttığını kaydetti. Yılmaz, risk algılamalarındaki bozulmaların, kalkınmakta olan ülkelerin risk primlerini de artırdığını ifade ederek, bu ülkelere Türkiye'nin de dahil olduğunun altını çizdi. Şimdiye kadar Türkiye'nin risk primlerinde gerçekleşen artışların diğer kalkınmakta olan ülkelerdeki artışlarla uyumlu olduğunu kaydeden Yılmaz, "Her ne kadar son dönemlerde birtakım siyasi istikrarsızlıklar Türk finansal piyasalarını büyük bir sıkıntıya soksa da... Ben Türkiye'ninrisk priminin, önümüzdeki yıllarda makro ekonomik koşullarda gelişme olmazsa ve kurumsal reformlar yapılmazsa daha da yüksek olmasını bekliyorum" dedi. "En akut kriz" Yılmaz, son 20 yılın küreselleşme, regülasyon ve özelleştirme çağı olarak tanımlanabileceğini ifade ederek, "yönetişim" kavramının önemli bir konu haline gelmesinin tesadüf olmadığını söyledi. 1990'ların sonunda Güneydoğu Asya'da yaşanan ekonomik krizin, iyi yönetişim uygulamaları olmadığı takdirde, ekonomik kalkınma açısından başarılı olan ülkelerde bile sorun yaşanabildiğini gösterdiğini anlatan Yılmaz, devletlerin ekonomi üzerindeki kontrolü azaldıkça yönetişim kalitesinin daha belirleyici hale geldiğini kaydetti. Özellikle daha fazla sermaye hareketlerinin olduğu durumlarda ülkelerin, yatırımcıların birtakım negatif değerlendirmeleri ile karşı karşıya kaldığını belirten Yılmaz, "Bugün finansal piyasalarda akut bir kriz yaşanmaktadır. Özellikle küreselleşmenin ortaya çıkmasından bu yana en akut kriz olarak adlandırılabilir bu..." dedi. "Yapmamız gereken çok şey var" Yılmaz,Türkiye'nin önünde çok ağır bir reform gündemi bulunduğunu belirterek, reform gündeminin zamanında gerçekleştirilmesini sağlamak gerektiğini söyledi. Yılmaz, "Bunun için bir takvim ve performans kriterleri ortaya konulmalı ve uygulamada da bu kriterlere bağlı kalmalıyız. Herhangi bir şekilde gecikme olursa gerekli mekanizmaların kullanılması, böylece politika yapıcıların halkın karşısına çıkıp neden başarısız olunduğunu açıklamaları sağlanmalıdır" diye konuştu. Özellikle "sürdürülebilirlik" kavramının altını çizen Yılmaz, iyi yönetişimin, son yıllarda elde edilen kazançları daimi hale getirmek için büyük önem taşıdığını söyledi. Yılmaz, "Önümüzde bizi bekleyen çok ağır bir reform gündemi var. Makroekonomik istikrar, yapısal reformlar ve iyi yönetişim prensiplerine bağlı hareket etmek, Türkiye'nin ekonomik potansiyelinin önünü açacak ve AB'ye yakınlaşmamızı sağlayacaktır" dedi.
AdminAdmin